16 Kasım 2010 Salı

penceredeki manzara

( " http://www.youtube.com/watch?v=VvVX-6zb5N8&feature=share "bu müzik eşliğinde okumanızı tavsıye ederım ;) )

Bu odayı bu pencereyi en çok mevsim geçişlerinde seviyorum.Ödemişteki küçük hayallerimin tek tanığı belkide karşımda duran manzara.Bir ev hayal edin şimdi.Şehrin gürültüsünden uzakta zeytinlik bahçelerinin içinde.O evin içinde de bir oda hayal edin.Penceresi; yemyesil çimlerden oluşan arkasına güzel bozdagın görkemini almış bir zeytinliğe bakan.Ve güzelim tatlı esintilerde rüzgarla ahenk oluşturan bir manzara.Elime nescafemi alıp,en sevdiğim müziklerden bir liste oluşturup (ki bu genelde sadece viola ve piona sesi olur)masamın kenarına hemen penceremin önüne bir sandalyeye otururum.Müziğin büyüsü alır beni götürür.Şu an olduğu gibi masaya oturup bu manzarayı izlerken bana bir anda yazma isteği verdiği gibi.

Bu odaya gelince bütün hayatım gözlerimin önünden geçiyor.Yaşadıklarım, yaşıyor olduklarım ve yaşanılacak olanların hayali...Güzel günlerin hatıraları...Sizede oluyor mu hiç herşeyi bırakıp gitme istegi?.Nedensiz yere sadece başını alıp gitmek :)Şuan bana oldugu gibi.Yanımda sadece bu pencere manzarasını götüresim var sadece bu anı bu müziği..Tanıdık bir yüz olmasın tanıdık bir koku bir eşya.Yeni yepyeni bir yer olsun.Yeni başlangıların olabileceği.
Evet derin bir nefes alıyorum ve müziği içime çekiyorum.Gözlerimi kapatıyorum ve hayal ediyorum.Ordayım güneş ışıklarının sevgili zeytin ağaçlarımı aydınlattığı yerde,çimlerin rüzgarla dans ettiği yerde,buram buram kahve kokusunu çekiyorum,arkama yaslanıyorum.Ve gözlerimi açıp sadece gülümsüyorum :)

Bu ev bu oda bu pencere beni yeniliyor.Beni mutlu ediyor.Kendimi burda güvende hissediyorum sanırım.Burda hayata dönüyorum sanki.Herşeyi geride bırakıyorum tüm iyimserliğim ortaya çıkıverıyor ;)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder